Bir ses daha Asumana karıştı.
Buğulu, içten yer yer melankolik tınılarla kuytulara bizi götüren o ses mübarek bir gecede sırlandı.
Ruhu kırlangıç avazıyla ötelere gitti. Bayrak radyosunun cızırtılı arasında yankılanan sesi dünün dünyasında ayaklarımızı yerden keser, tenha demlere açılan ruhumuza eşlik ederdi.
Seksen öncesinin ele avuca sığmaz delikanlıları bir gün duvarlara ondan kelimeler yazmaya başlayınca anladım ki gönüllere aşk düşmeyince devlete ulaşmak mümkün olmazmış.
Sesi nasıldı? Onun avazı bizde vecd duygusuna kapı aralar kendimizden geçer gibi olur ruhlarımız fırtınada titreyen yapraklar gibi uçar giderdi. Akıl eşikte bırakılır hareket başlar istiğrak demlerine ulaşılır ve nihayetinde evrensel ses anaforuna kapılırdık. Dağa bakar havaya döner görmek istediğimiz görür sonrada bir avuç toprakta yiter giderdik.
Ferdi Tayfur dinlemek şu idi:
“ NENUFAR GİBİ SUDA BİTTİM SUDA YİTTİM BEN”
Kasetlerini dinlerken mevsimlere beşinci bir mevsim daha eklenir ellerimizle saadeti yakalayacağımızı düşünürdük.
GİTANE markalı Fransız sigaraları biter ama sokaklarda hüzün çoğalır giderdi.
Konya’da yaşadığım mistik demlerin yoldaşı O’nun içten şarkılarıyla bezenmiş gönül kendi kozasında yarınları düşünürken gıdama hikmet olmuştu. Kelebek olup uçmağa varmak ne kadar zor insan kendi kozasından çıkmaya güç bulamaz ya .
Hele o pozları fotoğraf karelerine yansıyan resimleri de efsaneydi.
Yaşayamadığımız nice ruh hallerine tanık idi. Sesi şöyle etrafa salınmaya görsün serçeler gibi konacak çınar dalları arardık yoksa felaketimiz olurdu o sese dayanmak mümkün müydü?
“ TECELLAYI CEMALİNDEN HABİBİM NEVBAHAR ATEŞ
GÜL ATEŞ BÜLBÜL ATEŞ SÜMBÜL ATEŞ HAK U HAR ATEŞ”
Aziz ruhu şad olsun!