İnsanın imtihana tabi tutulmasının hikmetini muhakkak incelemek zorundayız. İmanla ifade edilen o sır bilene aşina iken bilmeyene ne kadar da meçhul .
Cevdet Paşa nın şu tarifi günümüz için çok mühim ‘ iman dil ile ikrar, kalp ile tasdik , cevahir ile ameldir ‘ ne güzel bir anlatım. Efradına cami ağyarına mani diye tarif edilen bu hususu kendi varlık dünyamıza mühür gibi vurmamız şart.
İman davası neler ister?
İlgi , şüphe , zan, inanç, iman ile adımlanan bu mesafeler birden bire insanı hakikate ulaştırmıyor. Evreler, kademeler, çekilmesi gereken nice çilelerle insan erebiliyor , muradına ulaşabiliyor. Kayıtsız kalan binlerce insanın bu hikmete akıl sır erdirememesinin sebebi daha iyi anlaşılabiliyor çünkü o insanlar iman mevzunu sıradan bir olgu gibi gördüklerinden üzerlerine düşen görevleri yapmıyor ondan sonrada ne yapacaklarını şaşırıyorlar.
Günlük hayatın bizi nerelere götürdüğüne bakalım. Çocukluk dönemi denilen vakitleri geride bıraktıktan sonra öğrenilen bilgilerle mesafe alınır.Duygular , yapılacak işlerin heyecanı her şeye kolayca ulaşabilme yanılgısı altında ne yapacağını şaşıran insan bir ara hiçbir şey bilmediğinin farkına varır ve orada öylesine durur . Tabii ihtiyaçların insanı harekete geçiren yapısı olmasa nice insan bir adım bile atamaz.
İman mevzusunun muhatabı kim?
Var olan her kişi bütün mevzuları anlamak istiyorsa elini muhakkak yüce Mevla ya doğru uzatmak zorunda.
Vücut, kıdem , beka , vahdaniyet , muhalefetün lil havadis , kıyam bi nefsihi, hayat, ilim , irade, kudret, kelam, semi , basar, tekvin gibi varlığı anlamlı kılan özellikleri bir arada tutan bir Allah a ne kadar da muhtacız.
O nun varlığı bizim için zorunluluktur.
İman hakikatına bulunduğum noktadan bakmak istiyorum çünkü burası evet üzerinde durduğum insani alan daha bir kuşatıcı ve anlamlı.
Düşünce tarihinde özellikle Ortadoğu coğrafyasının konuya bakışta mevzuya ilahi odaktan yaklaşmasının meydana getirdiği sıklet bir türlü atılmadı insan mevzusuna tümdengelim metodu ile yaklaştığında altında kaldığı sorunlar için aradığı cevapların sıkletinde kaldı ve bu alanı nihayetinde ‘sır’olarak adlandırmakla işin içinden çıkabileceğini zannetti.
Gözümüzü açalım.
İlgi ,şüphe ,zan, inanç , iman diye sıraladığımız bu evreler muhakkak aşılacak yoksa bu olgu insanı kaotik bir anafora sürükleyecek.insan bu aşamaları geçmek zorunda.
Yol uzun.
Allahı bilmek O na ulaşmak boynumuzun borcu dahası varlığımızın gereği eğer bunu yapmazsak çamur içinde kalmaya mahkum olacağız.