İnsan üzerinde çokça durmak şart.Bütün sözlerimiz dönüp dolaşıp insana varıyor oradan başka mecralara vardığında insan olup bitenlere şaşırıyor.Bilgi kuşatıcı özelliği ile insana farklı ufuklar açarken marifet denilen o sır kendini hemen açığa vermiyor.
Kendi varlığı üzerine yoğunlaşan insan varlık,bilgi ve ahlak dediğimiz temel prensiplere mana verirken bunların mahiyeti bazen insanı şaşırtabiliyor.Acaba değişken olan kavramlar mı yoksa insanın kendisi mi?Sıkça sorular sormak ve bu sorulara verebileceğimiz cevaplara göre hayatımızı şekillendirmemiz icap ediyor.İnsanın kendi başına anlamı olup olmadığı düşünülürken buna farklı yaklaşımların olması olağandır.
Yaradılışa iman temel prensibim olarak bana yol gösteriyor.
Canlıların yaradılış eksenli bir düzlemde var olduğuna iman ediyorum ama bilim tarihi bu konu da bana farklı bilgiler veriyor bunların arasında hayatımı sürdürüyorum.
Madde ve mana arasında devam eden ayrım insanın ezel ebet çözemediği bir muamma bunun neden böyle olduğu üzerinde çokça düşündüm kendimce bazı hikmetlere eriştim buna göre de hayatıma şekiller verdim.Yaptığım bunca iş acaba buna değdi mi?Dünya dediğim gerçeklik benim üzerimde akıp giderken bir yerde bunun bitecek olması çok düşündürücü değil mi?
Bitmeyen bir cevher var!
Hayat tekamül kurallarına göre devam ederken buradan iman ve inançsızlığa giden bir yol olduğunu görüyorum bu dediklerimi aklımla bulabildiğim gibi yüce bir varlık tarafından bilgilendirildiğime de iman ediyorum
Hayat ezelden ebede akıp gidiyor aklıma gelen sorular başlangıç ve son dediğim farklı aralıklarla bana değişik alanları açarken yalnız olmadığımı biliyorum.
İnsan üzerine söz söyleyen fikir akımları bu yüzyıl da bizleri epey yordu.
Ağır bedeller ödemek zorunda kaldığımız çağımızı anlamak için epey bir yol almamız gerekiyor.Kapitalizm ve kominizm anaforunda kalan insana liberal düşünce şifa olamaz.
Ne yapmak gerek?
Kadim değerler önümüzde ama bunun bir bedeli var insanımız kolaya alışık olduğundan fikir çilesini anlamakta zorlanıyor.