Yazımıza konu olan Mevlevihane hakkında malumatı olan hemşehrilerimiz bu sızıyı derinden hissederler. Maraşın Fransızlar tarafından işgal edildiği günlerde Ermeni ve Fransız güçleri tarafından 1 Şubat 1920 tarihinde yakılan Mevlihane bu gün sadece bir türbe ile varlığını korumaya devam ediyor.
Peki bu MEVLEVİHANE nerede? Yum Dede diye bilinen türbe ise SAATÇİLER Pasajında bulunuyor.Kapalı çarşının orta tarafına rast gelen Mevlevihane nin kapısında “ DERGAHI HAZRETİ MEVLANA” yazısı duruyor. Bu konu kitaplara da geçti.
Maraş tarihinde Mevlevilik hakkında kitap kaleme alan ALİ AVGIN ve MESUT BİLGİNER in eseri “HZ. MEVLANA VE MEVLEVİLİK MARAŞ MEVLEVİHANESİ” adıyla 2017 de yayınlandı.
Geçen yıllar yapmamız gereken işlerin önemini bir daha hatırlattı.
Harp de yıkılan dergahın yeri metruk olarak kaldı. Dergah’dan geriye sadece bir kitabe kaldı oda özenle korunmaya alındı. 1938 de ÇUKUROBA CAMİ yeniden yapıldığında SANDAL HOCA tarafından abdesthane duvarına korumak amacıyla yerleştirildi.
Sadece kitabesi kalan MEVLEVİ DERGAHI’ nın yeri vakıflar idaresi tarafından 1941 de şahıslara satıldı, bir ara köy garajı olarak kullanılan mekana 1965 yılında dükkanlar yapılarak manifaturacılar çarşısı açıldı.
Dergahın haziresi olarak bilinen yerler de bu gün altta mezarlar üste ise iş yerleri bulunuyor.
İnanç turizmi açısından canlandırmaya çalıştığımız kentimize yeni cazibe merkezleri oluşturmak zorundayız. Afşin de bulunan muazzam dini merkezden yararlanmanın ilk basamağı Maraş Mevlevi hanesi olabilir. Bu gün Aralık ayında binlerce insan Konya ya Mevlana törenleri için gidiyor buraya güneydoğu anadoludan giden insanların yol güzer gahları üzerinde bulunan K.Maraş ta yeniden ihya edeceğimiz MEVLEVİHANE ilk durak olacak belki da binlerce insan şehrimizi ziyaret edip maddi ve manevi katkılar sağlayacaklardır.
İşin diğer önemli tarafına gelince.
Ey Azizan!
Tarih boyunca Mevlevihaneler, ülke coğrafyamızda güzel sanatlar akedemileri gibi faaliyet göstermişler bu ocak ses ve beden terbiyesinin yeri olmuştur.
Ariflerin ifade ettiğine göre musiki, alemi ervahtan heberler getirir. Allah(cc) bezmi eleste sordu. “ Ben sizin Rabbiniz değilmiyim?” kullar da “ Bela” dediler. Bu sebeple , bu dünyada ki musiki , bezmi elestteki hitabı ilahinin lezzetini aramaktır.
Cumhuriyetimizin yüzüncü yılına yaklaştığımız bu günlerde Fransızlar tarafından yıkılan bu ecdad yadigarımızın yeniden yapılarak şehrimize kazandırılmasını istemek öncelikli görevlerimizdendir.
“ Mahvedip varını gel dinle kudüm ü nayi / Dest-i ihlas ile dur daman-i Mevlanayı”