Medeniyet teorimizin VAHDET adını alması olgular arasındaki birlik anlayışının sonucudur.İnsanı bütün olarak görüp o nu bütünün parçası ve tamamlayanı bilmek en önemli farkımızdır.
VAHDET anlayışının
1-Kültürel yapısı
2-İktisat yapısı
3-Sosyal yapısı
4-Siyasi yapısı vardır.
19.yüzyıl Avrupasının dünya genelinde oluşturmuş olduğu Kültür –Medeniyet ikilemi çıkmaz sokaktır,akılı zorlayan ,Türkçe kelime oyunlarına sebebiyet veren kültür ve medeniyet tarifleri artık önemini yitirmiş biri diğerini tamamlayan kültür – medeniyet olgularını tek çatı altında birleştirmenin vakti gelmiştir.
Kültür ;insanın ortaya koyduğu ,içinde insan katkısının bulunduğu bütün gerçeklikleri ihtiva eder ,teknik,ekonomi,hukuk,estetik,yöntem vb.leri kapsar medeniyet ;şehirli olup devletli olmak ,doğal hayatın tabii ihtiyaçları için hak ve görev sorumluluğunun tanımlandığı ortamlarda yaşamaktır.
İhtiyaç ta ölçü doğallıktır.
İktisat anlayışında Kartezyen düşünceye asla yer yoktur.
İktisadi faaliyetler insanların hayatlarını sürdürebilmeleri için yapmak zorunda oldukları faaliyetlerdir.Her insan beslenmek ,giyinmek,barınmak ihtiyacındadır.İktisadi faaliyetler öncelikle bu temel ihtiyaçları giderme amacındadır.
Madde anlayışı çalışma ve teşebbüs zihniyeti mülkiyet anlayışı iktisat düşüncesinin temellerini oluşturur.
Sosyal yapı anlayışı ise toplumu bir bütün olarak görmeye dayanırken ayrı,ayrı millet olma arzusu doğal hayatın tabii bir sonucu insanların var oluş gerçeğidir.Yaratılıştaki ayrı ayrı milletler halinde var olma aşka vesile muhabbete giden yoldur.Milletlerin kendilerini ifade biçimi olan hükümet şekilleri o milletin toplumsal enerji düzeyi olduğundan saygı ile karşılanmalı insani organizeler şeklinde ifadesini bulan sistemler de milletler kendi tercihlerine göre hareket etmelidir.
Siyasi yapıya gelince o imana ve birliğe dayanırken ,adalet ve hürriyet büyük ideal, refah ve saadet ise oluşturulması gereken büyük zorunluluktur.
İlgi ,şüphe,zan,inanç ve iman evreleriyle şahısta ortaya çıkan anlayış VAHDET tir.
Bütün dünya insanları için adalet istiyor bunun gerçekleşmesi için hürriyet olgusunun şart olduğunu belirtmek istiyorum.Adaletin cesaret veren gücünü kullanan insanlar büyük hürriyet meşalesinin kıvılcımları olduğu bilinciyle her zaman insanlık ailesinin onurlu üyeleri olduklarını anlayacak başta nefsine karşı hür olan kişilerin meydana getirdiği toplumlar var olmanın onuruyla göneneceklerdir.
Refah ve saadet de kişisel çaba yanında mensubu bulunduğu milletin doğal gerçeği göz önüne alınarak haksızlığa asla fırsat verilmeyecek,refahın ve saadetin bir ütopya olmadığı VAHDET anlayışın da kendini gösterecektir.