Kanun fikrinin menşei hakkında neler söylenebilir diye düşünmeden kendimizi alamıyor dahası çocukluk döneminden başlayan kurallar ilişkisini farkına varmadan içselleştiriyoruz.
Başıboşluk dile kolay!
Yaşadığımız her anın söze gelen hakikati kadar sözü üstü yaşam pratiklerini de yaşayıp gidiyor bunun olmazsa olmaz gerçekler olduğunu yıllar geçtikçe daha iyi anlıyoruz.
Dünya hayatı zıtlık prensibinden hareketle cemal ve celal sıfatlarının tezahürü ile devam ediyor. Asıl hukuk var mıdır? Sıratı müstakim olarak kelimeye bürünen bu olgunun zemininin gerçekliği nedir? Acaba Allah fikri de buradan mı doğmuştur gibi önemli fikirlere ulaşmada haklı mıyız? Sorular hep soruları kovalarken bunlara verdiğimiz cevapları da ilerleyen yazılarımız da dile getirerek bir Hukuk nosyonun gerekliliğini temellendirmeye çalışacağız.
İlham bir ilim olabilir mi?
O büyük ilahi kuvvetin kendine bağlanmak isteyen insana açık tuttuğu kapıdan geçerek öncelikle insanın kurtuluşunu mesele edecek, insanı değerlerin kuşatıcı Tanrı fikri ile olan münasebetinden hikmete ulaşacağız.
Hukuk cemiyeti düzenleyen ve cemiyet müeyyidesi ile kuvvetlendirilmiş bulunan kaidelerin bütünüdür, zaruretlerin eseridir. Hukuk hakkında şu tespitleri önemli görüyorum.
Hukukun amacı sosyal realiteyi düzenlemektir.
Hukuk kanunlara dayanır.
Hukukun müeyyidesi maddidir ve cezaları kapsar.
Hukuk yazılı metinleri esas alır.
Hukuk teşkilatı gerekli kılar.
Hukuk alanı dardır ve düzen fikri esastır.
Çok geniş bir alanı maddeleyerek insan aklının tecrübelerle yorumlandığı bu alanı aydınlatmakta varlığımızın bekası için çalıştığımızın farkına varmamız insanlığımızdan kaynaklanmaktadır. Rastgele yaşam fikrinin hakim olduğu sosyal süreçler geçirdiğimizi inkar etmemekle beraber mutlak nizam fikrinin de önemli olduğunu bir daha hatırlatmanın gerekli olduğunu söylemek istiyorum.
İnsanın her tercihinin kendine göre bir alanı kapattığını görmek durumundayız. Karşılıklı menfaatlerin çatışması muhakkaktır işte bu çatışma olgusunun ADALET adını verdiğimiz tabii bir prizma ile şekillendirmek şart.
Peki, Adalet nedir?
Arapça olan adalet kelimesi eşlik ve denge manasına gelir ve orta yolu izleme diye de ifade edilir. Zıtlar arası ahenk ilkesi ışığına göre bu kavramı zulmün karşıtı olarak her şeyi yerli yerine koymak noktasında tutmak olarak anlarız.
Kuran’ı Kerim müminlerin her hal ve şartta adaleti korumalarını ister Allah’a ulaşmada adalet en büyük erdirici vasıtadır. Allah adalet üzeri iş yapar Peygamberler de hep adaletli olmalarıyla emredilmişlerdir. ,
Adalet mülkün temelidir ilkesi yüzlerce yılın acı tecrübelerinden çıkarttığımız en som sütun ilkedir.