Rusya 20 Ağustos gecesi Dugin suikastı ile sarsıldı. Verilen bilgilere göre suikastın hedefi Aleksandr Dugin’di. Ancak onun araç değiştirmesi hayatını kurtarırken kızı Darya Dugina içindeki arabayla birlikte havaya uçuruldu. Kimdir bu Dugin ve bu suikast kimin işine yarar?
Aleksandır Dugin Rusya’nın en önde gelen stratejist ve dış politika uzmanlarındandır. Rus milli devletinin en faal ve etkili üyelerinden olan Dugin, 2000’li yılların başlarından beri Putin’in dış politika danışmanı ve akıl hocası konumunda. Rus dış siyasetini perde arkasından belirleyen takımın belki de beyni olarak gölge Putin konumunda bir siyaset uzmanıdır. Dugin’in ABD’deki karşılığı Henri Kissinger, Graham Fuller gibi politik danışman kadrosudur.
“Jeopolitiğin Temelleri” ve “Dördüncü Siyaset Teorisi” gibi çok sayıda strateji esaslı kitabıyla da tanınan Dugin, “Rus Avrasyacıları”nın da lideridir. Dugin, Rusya merkezli bir Avrasya ülkeleri güç birliğinin ABD-İngiltere eksenli Atlantik gücüne karşı en etkili ve cihan şümul bir güç olacağı tezini Putin Kremlin’iyle hayata geçirmeye çalışıyor. Bu minvâlde Türkiye’yi NATO oluşumundan ziyade Rusya merkezli Avrasyacılığa çekmeye çalışan Dugin’in bu politikası Putin’in Türkiye ile yakınlaşmasında mühim rol oynuyor. Yine eski Sovyet ve Çarlık toprakları ile Asya, Doğu Avrupa, Balkanlar ve Doğu Akdeniz Rus Avrasyacılarının derin ilgi alanlarını oluşturuyor.
Rus modeli bir emperyalizm olan Rus Avrasyacılığı; Çarlık ve Sovyet döneminden sonra 3. nesil bir Rus Emperyalizmi olarak varlığını sürdürüyor. Bugün Ukrayna’da devam eden savaş ve yıllar önce Kırım’ın ilhakı ile başlayan süreç bu politikanın stratejik adımlarından başka bir şey değil.
Dugin’in bu özellikleri suikastın temelinde yatan hedefleri de belirginleştiriyor. Aleksandr Dugin, Chelsea Kulübünün sahibi Rus Oligark Abramovich gibi Rus derin devletinin dış dünyaya dönük popülist simalarından birisi değil. Putin için Abramoviç’in yerine koyacak isim çoktur. Ama Dugin için aynı şeyi söylemek güçtür. Her şeyden önce Dugin’i yok etmek Rus dış politika ve strateji aklını bir müddet için de olsa felce uğratmak demektir. Suikast başarısız da olsa Putin’e evinde bile güven içinde olmadığı hissi vermiş olmak bile ciddi bir darbedir.
Peki, Putin’i çok daha agresif ve saldırgan yapıp, daha radikal adımlar atmaya itecek bu suikast kimin işine yarar? Hele hele Zaporijya Nükleer Santraline gerçekleşecek olası bir askeri saldırının Doğu Avrupa için nükleer bir felaket potansiyeli taşıdığı şu dönemde. Ukrayna mı? Olsa bile tek başına böyle bir eylemi gerçekleştirmesi neredeyse imkânsız. Aksine ülkesinin işini daha da zora sokar. Böyle bir hamle Ukrayna için çok daha ağır sonuçlar doğurur. Bu soruya verilecek en makul cevap Rusya-Ukrayna Savaşının bitmesini istemeyenler olacaktır.
Son bir aydır savaşın tansiyonu nispeten düştü. Özellikle Türkiye’nin etkili ve sonuç alıcı diplomasisi ile tahıl sevkiyatını başlatmış olması tarafların savaşın haricinde attığı ilk ortak adım oldu. Birbiriyle harp halinde olan devletler için barışın sağlanmasında ümit verici bir diplomatik adım olan bu tahıl koridoru anlaşması Karadeniz’de savaş dışı bir koridor açtı. BM’nin de dâhil olduğu bu süreç bölgede bu savaşın en önemli azmettiricisi ve provokatörü olan Atlantik Bloğunun pasifize edilerek kalıcı neticeler alınabileceğine de işaret oldu. Ayrıca geçtiğimiz hafta içerisinde Erdoğan başkanlığındaki Dış İşleri, Milli Savunma ve Ticaret Bakanları ile MİT Başkanından oluşan en üst düzey Türk heyetinin Ukrayna’ya gidip bir dizi görüşmeler gerçekleştirmiş olması Türk-Rus-Ukrayna istihbaratları arası bir barış görüşmeleri sürecinin de başladığını işaret etmiştir. Ukrayna’nın yeniden inşası konusunda Türkiye ile anlaşma imzalaması bunun somut bir göstergesi durumundadır.
Yılın ilk aylarından itibaren Avrupa ve ABD Ukrayna’ya çok ciddi silah, cephane ve lojistik malzeme yönlendirerek Ukrayna’nın direnme gücünü artırdı. Direk sıcak çatışmaya girmeyerek ambargolarla Rusya’yı çökertmeye çalıştı. Ancak bu hamle Avrupa için bumerang etkisi yaptı. Rus enerjisine mahkûm olan Avrupa ekonomik olarak zararlı çıkan taraf oldu. Rusya oldukça uzun soluklu bir savaşa girdiğinin farkında. Avrupa’yı saf dışı edebilmek için vanaları kısarak petrol ve doğalgaz kartını ortaya sürdü. Savaşın uzaması Avrupa’yı her geçen gün daha derin krizlere sokacak gibi.
Türkiye başından beri kendi milli çıkarları açısından en doğru yerde duruyor. Ne Batının dümen suyunda Rusya’ya karşı ortak cephede yer aldı, ne de Rusya’nın işgal ve ilhak politikasına destek oldu. Samimi bir şekilde savaşın her iki tarafını tansiyonu düşürmeye ve sıcak çatışmayı sonlandırmaya davet ederken, diğer yandan da hem Rusya hem de Ukrayna ile askeri, teknik, ticari ve siyasi ilişkilerini sürdürme başarısı ortaya koydu. Şimdi savaşın bitirilmesinin inisiyatifini elinde tutan kilit ülke olmayı başarmış durumda.
O halde Dugin suikastının perde arkasında görünen ve görünmeyen iki güç hangisidir? Görünen güç Atlantik Bloğudur. Putin’siz ve Birleşik Devletlere yakın bir Rusya, ABD’nin dünya hegemonyası için tercih edilebilir bir durum. Bu sebeple Ukrayna Savaşından Rusya’nın mağlup çıkması ABD’nin en büyük arzusu. Sovyetlerin Afganistan’da batağa saplanıp sonunun geldiği gibi, Ukrayna’yı da benzer bir şans olarak görüyor.
ABD’nin dünya liderliğini çekiştiği diğer bir Asyalı güç olan Çin’e karşı da Tayvan kışkırtması zamansal olarak tesadüf gibi görünmüyor. Önce Temsilciler Meclisi Pelosi’nin, ardından da yine diplomatik bir heyetin Tayvan’a uçması Çin ordusunu alarma geçirdi. Ukrayna’nın veya Tayvan’ın kendi başına uzun soluklu direnme gücü yok. O halde sıcak çatışmada Tavyan’ın da Ukrayna ile benzer bir kaderi paylaşacağı tahminlerden uzak değil. ABD için bu iki ülkenin tahrip olması ve sayısız insanın ölmesi çıkarları açısından tercih edilebilir. Kendisinin katılmadığı uzun ve şiddetli cephe savaşları Rus ve Çin devletleri için yıpratıcı olurken, ABD silah sanayisi için ciddi bir satış kapısı aralayacaktır. Ekonomik durgunluğa giren ABD için milyon dolarlık silah satışları büyük bir dış ticaret getirisi sağlarken, hegemonyasını koruma konusunda da ciddi avantajlar sağlayacaktır.
Dugin suikastında görünmeyen güç ise Rus derin devleti içerisindeki Putin karşıtı ve Atlantik Bloğu taraftarı kliktir. Her ne kadar seslerini çok çıkaramasalar da Rusya içinde her zaman var olan Batıcı bir kesim başından beri Ukrayna Savaşına ve Putin politikalarına karşı bir tutum sergiliyor. Ancak bunların da Batı istihbaratlarının desteği olmadan böyle bir işe cüret etmeleri imkânsız.
Neticede bu olay daha çok taze. Putin’in zaman içinde karşı hamleleri peşi peşine gelecek. Belki Rusya içinde çok ciddi kanlı tasfiyeler de olacak. Bunun da merkezinde KGB ve diğer iç istihbarat birimleri olur. Belki Putin ülkesini dış dünyadan (Atlantik Bloğu) daha da izole edecek. Zaporijya Nükleer Santralinin denetimine izin vermeyerek, bu santrali çok ciddi bir koz olarak kullanma yoluna gidebilecek. Belki Ukrayna’da savaşın alanını genişletip, dozajını artıracak. Bölge daha da ısınacak ve bu savaş yakın zamanda bitmeyecek gibi görünüyor.
21/08/2022