İş dolayısı ile sık sık şehir dışına çıkıyoruz. Yeni yerler görmek, yeni insanlar tanımak, farklı kültürdeki insanlar ile karşılaşmak, bize bazen böyle konu malzemesi oluyor.
Bu seferki ziyaretimiz İstanbul’du. Boğazın incisi, şehirlerin birincisi, adına şarkılar şiirler yazılan İstanbul. İstanbul denilince ilk akla gelen ilçelerinden Beyoğlu. Beyoğlu denilince ilk akla gelen yer İstiklal Caddesi.
Beyoğlu ve İstiklal Caddesi yıllardan beri bir kültür abidesi olarak anılır. Sinemanın tiyatronun görsel ve işitsel sanatların iç içe geçtiği, sokak sanatçılarının renk kattığı, her milletten insanların bir arada özgürce yürüyüş yaptıkları bir caddenin ismidir. Ortasından geçen ve dünyanın ilk metro istasyonlarından olan raylı sistemin nostaljik dokunuşları ile evet… Şaire şiir olmasına şaşırmamak gerek Beyoğlu’nun, İstiklal Caddesinin.
Şairlik yönümüze dokunur, belki bizde de bir şiire yarenlik eder diye turladığımız Beyoğlu, İstiklal Caddesinin ise bizdeki karşılığı tam bir hayal kırıklığıydı.
Beyoğlu İstiklal Caddesi, evet ışıl ışıl. Renkli neonları, ışıl ışıl tabelaları ve her milletten insanları ile dopdolu. İstiklal Caddesinde yine sokak sanatçıları var. İstiklal Caddesinde yine Sinema ve tiyatrolar var. Ama fazlası da var.
İstiklal caddesinde koca bir keşmekeş var. Yıllar önce bıraktığımız ortasından tren geçen yollarda insanlar yolun hangi tarafından yürüyeceğini unutmuş. Beyoğlu’nda oldukça güzel, çoğunlukla ultra mini etekli bir bayandan erkek sesi çıktığına çoğu kez şahit olursunuz. Cinsel tercih olarak bakabilirsiniz tabi. Evet, bir kısmı cinsiyetini unutmuş.
Toplum olarak başka insanlara, başka ırklara, teninin rengi ne olursa olsun diğer insanlara karşı hep sempati beslemişizdir. Kucaklayıcı ve kapsayıcı bir yaratılışımız var. Evet İstiklal caddesinde her türden her tenden insan var. İnsanlar arasında nitelik ayrımına gitmek bakış açımıza ters olsa da, bu insanların çoğunluğu Afrikalı, Kırgız yada Moldovyalı. Varlıkları ile ülkemize veren değil, ülkemizden alan çeşitlilik.
Beyoğlu’nda, İstiklal Caddesinde adım başı fuhuş pazarlıklarına denk gelebilirsiniz. Alenen, güpegündüz, yirmi dört saat boyunca duygusuz et pazarlıklarına şahit olursunuz.
Beyoğlu’nda İstiklal Caddesinde her yan içki kokar. Gece saat 12 den sonra her yanınız sarhoşlarla doludur. Bağıranlar, sağa sola sataşanlar, kusanlar… Hele sabahın ikisinden, üçünden sonra alkolün oyuncağı olmuş akılsız bedenler çehrenizde kocaman acı çizgiler bırakır.
Birde güvenlik boyutu vardır tabi. Özellikle gece yarısından sonra Beyoğlu’nda İstiklal caddesinde onca polise rağmen kendinizi güvende hissetmezsiniz.
Sanat, şiir, Beyoğlu… İstiklal Caddesi. Yok hiç hayal ettiğiniz gibi değil. Sesimizi duyarlar mı bilmem ya, biz gazeteci kimliğimiz ile çağrıda bulunalım yine de.
Sevgili İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız. Sevgili Beyoğlu Belediye Başkanımız. Biz gelmemiş görmemiş olalım. Lütfen Beyoğlu’nu İstiklal Caddesini akıl dimağlarında kaldığı şekle geri döndürün. Beyoğlu’nu İstiklal Caddesini fuhuşun, rezilliği merkezi olmaktan kurtarın.