Kişinin kendinden  başlayarak hayatı ve bütün mahlukatı anlamlı kılma çabası kadar ulvi bir değer düşünülemez.

         Hayat enerjisinin saklı olduğu peteklere ulaşmak çabalarla bazen de insan üstü uğraşılarla mümkün. Kavramak, bilgi sahibi olmayı gerekli kılarken bilgiyi hor görme anlayışları yanında akıl dışı mitolojik öğelerin çoğu zaman dini bilginin yerine getirilmesini öncelikle anlamak zorundayız.

         Avrupa düşüncesinden kaynaklanan dindışı hayat anlayışının kaotik yapısı bizleri de sarıp sarmalamış vaziyette.

        İslam’ın dışında ne var?

         Hayatı Hak ve vazife temelinde ele alan dini düşünceyi önemsiz göstermek adına yapılan çabaların hangi merkezler tarafından kotarıldığı açık.

Din dışı ifadesi dini oraya karışmaması manasına gelmez.

Çerçeveyi şöyle sıralayalım: İbadetler, şahıs ve aile hukuku, medeni haklar, teşkilat yönetim hukuku, ceza hukuku, devletler hukuku, ahlak ve adabı muaşeret.

         Bunlar ne mi?

          Sıralamasını yaptığımı önemli konu başlıkları İslam’ın Fıkıh diye isimlendirdiği hayatın olmazları. Müslüman’ı ilgilendiren  önemli konu başlıkları bunlar. Yaratıcıya ve yaratana karşı sorumluluk alanını belirten bu önemli alanları uzun vakitler yok saymakla milletimizin hikmet kapıları kapalı tutuluyor.

        Bilginin Fıkıh’a açılması şart.

        Son yılların her sosyal olguyu bilinemezlik yaftasıyla adlandırılması şer güçlerin marifeti olsa gerek. İslam düşüncesinin bilinemezlik alanı olmaz çünkü akıl rehberliğinde var oluş neşesini enerji olarak kullanan insanın önüne açılan yeni dünyalar oradan en verimli şekilde yararlanmanın da önünü açar.

       Ferdi ibadet bağlamında dar alana sıkıştırılmaya çalışılan İslam’ın gücü her alanda hissedilmekte onun eksiliğinin doğurduğu elim sonuçlar bugün acı bir tecrübe olarak yaşanmaktadır. İbadette ibadet diyen ama bunun zemini için kişisel namazı seçenlerin çok daha geniş düşünce zenginliğine sırt çevirmeleri kasıtlı değilse nedir?

         Cahillik desek olur mu?

         Hayır!

         Burada dinin cahilliği değil de dini kendi kafalarındaki şablona göre biçimlendirmek isteyenlerin kasıtlı aymazlıkları ön plana çıkmakta bu da milletimizin düşünce hayatını olumsuz etkilemektedir.

Sanatı, estetiği, insan modeli, hayat görüşü, top yekun varlık anlayışı ile mana bulan İslam müntesiplerini her varlığın özünde bulun Esmayı tanımaya çağırmakta modern düşüncenin dışında yeni bereketli alanlar olduğu gerçeğiyle de yüzleştirmektedir.

         Kulağı olanlar beri gelsin!