Birkaç gündür yasa dışı eylemlerden dolayı hakkında yakalama kararı bulunan ve mafya lideri diye anılan Sedat PEKER’in video paylaşımlarına tanık oluyoruz.
Paylaşımlar oldukça ses getirdi. İddialar, suçlamalar yenilir yutulur cinsten değil. Genellikle Kolombiya gibi uyuşturucu baronlarının ülke yönetiminde söz sahibi olduğu, mafya babalarının siyasete yön verdiği, yada mafya babalarının saygı gördüğü 1970 İtalya’sını yaşıyoruz sanki.
İşin ilginç tarafı Türkiye’nin günlerdir konuştuğu, muhalefetin sürekli dillendirdiği konu hakkında hükümetin net, inandırıcı, tatmin edici bir açıklaması henüz yok.
İşin bir diğer ilginç tarafı hukuk sisteminin henüz! Olaya mülaki adımı, teşebbüsü, kalem oynatması yok.
İlginç taraflarını bir yana bırakır da acı yönlerini ele alacak olursak;
Zamanında Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı yapmış Mehmet AĞAR’ın oğlunun bu olaya müdahil olması çok acı.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı yapmış, her ne kadar son İstanbul Belediye Başkanlığı seçimlerinde halk tarafından teveccüh görmemiş olsa da, mülayim, efendi, saygın bir çizgisi olan Binali YILDIRIM’ın oğlunun isminin bu kadar kirli ilişkiler yumağında geçmesi çok acı.
Hele ki, Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı koltuğunda oturan, PKK ve uyuşturucu trafiğine tarihin en büyük tokatlarını atan Süleyman SOYLU hakkındaki iddialar çok acı.
Daha acısı nedir biliyor musunuz;
Demokratik Hukuk sistemi ile yönetilen Türkiye Cumhuriyetini bir mafya bozuntusunun birkaç video ile bunca sarsması.
Hani derler ya burası Muz Cumhuriyeti mi?
Bu ülke mafya babalarının sarsabileceği kadar küçük, aciz ve zavallı mı? Siyaset, mafya ülkemizde ne zaman bu kadar iç içe kol kola geçti?
Nedendir bilinmez, yada nedeni çokça bilinir ya, bu aralar Turgut ÖZAL’ın ihtişamlı iktidarından sonraki Mesut YILMAZ dönemi geliyor çokça aklıma. Kurumların tamamen siyasallaştığı, her işin para ile, torpil ile döndüğü, yerel yönetimlerin laçkalaştığı, adam kayırmacaların olağanlaştığı, hak, hukukun cüzdan arasına sıkıştığı dönem.
Haa, şimdi hatırladım, Mesut YILMAZ birde Budapeşte’de mafya dan yumruklu saldırıya uğramıştı. Burnu kırılmıştı.
Vesselam yaşanılanlar çok ilginç, Türkiye adına çok çok acı.