Eskilerin bir Güzin ablası vardı. Mektup ile gençlerin gönül işlerini, gönül dertlerini paylaştıkları. Akıl aldıkları, yol gösterici olarak gördükleri. Gazetede en çok okunan köşelerden birisiydi. Sevmek kutsal bir kelime idi o zamanlar. Sevenin sevdiğine duygularını açması zor işti. Erkek kız ile konuşurken değim yerinde ise tir tir titrerdi. Kızın yüzü renkten renge girerdi. Seviyorum demek namus sözüydü o zamanlar.
Erkek niyetinin ciddiyetini, yuva kurma amaç ve tasavvurunu ifade etmeden, karşıdaki bayana o güveni vermeden gönlünü çalması, onunla bir şeyler paylaşması mümkün değildi. Aşk bedene indirgenmemişti henüz. Aşık olmanın sevmenin bedensel uzantısı belki sevdiğinin elini tutmaktı. O da rüya gibi bir şeydi zaten.Sevenin sevdiğinin elini tutarken uçar gibi olurdu.
Orta yaş dönemindeyiz, biz sevgiyi, aşkı, evliliği böyle bildik, böyle gördük ya, bu kutsal kavramların, ekranlarımızda bunca ayaklar altına alınması, kız erkek ilişkilerinin bu denli yozlaşması, laçkalaşması, belki bu yüzden iğne gibi batıyordu akıl ve yürek dimağımıza.
Her gün özellikle gündüz kuşağında saatlerce yozlaşmış gönül ilişkileri, lakayt tavırlar, her programda başkasına aşık olan kızlar, kadınlar. Daha bir hafta önce başka bir “aday” ile yatak görüntüleri sosyal medyada yer alan kızın başka bir “aday “ile evlilik yoluna girmesi. Damat adayının bunu çok “doğal” karşılaması.O artık ekranların en bilinen siması haline gelmiş, kapalı kızımızın her hafta başka birisinden elektrik alıp vermesi. Cafe, bar görüntüleri.
Yeter mi! Evet yeter…
Nolur yapmayın, ne olur bu kadar küçülmeyin. Evlilik kurumunu, sevgiyi, aşkı topluma bu kadar iğrenç bir şekilde sunmayın. Bu toplumun en değerli ve en küçük yapı taşı olan aile birimini bu kadar zedelemeyin. Artık yeter diyordu toplumun aklı selim kesimi.
Artık yeter!
Geleceğin anneleri, o bizim bildiğimiz çocukların melek anneleri bu kadınlardan çıkamaz, çıkmamalı. Bu sunduğunuz toplumun aynası değil. Bu kadar yozlaşmadı toplum. Bu toplumu millet yapan ahlaki değerlerine tutulan modern, post modern Siyonizm silahlarının namlusunu birileri kırıp atsın yeter artık.
Artık yeter!
Şükür duyurduk sesimizi. Şükür cahilliğimiz, gerici, yobaz, göbeğini çatlayana kadar kaşıyan, dağdaki biz çoban bizleri birileri duydu.
Varsın aydın, demokrat, postmodern, laik onlar olsun. Birisi duydu ya sesimizi.
690 sayılı Kanun hükmünde Kararname ile evlilik ve benzeri programlar resmen yasaklandı. Yada ilgili KHK’yi okuduğumuz kadarı ile biz öyle anladık.
Birisi sesimizi duydu. Yada İnşallah!