Özel televizyonlar çıktıktan sonra Türkiye’de haberlerin rengi de değişti. Mehmet Ali Birand, Ali Kırca ve nihayet Fatih Portakal bize haberin yalnızca haberden ibaret olmadığını öğreten birkaç usta gazeteci. Kişiliklerini, dünyaya bakış açılarını ortaya koyan, çoğu kez mevcut iktidar ile ters düşen, isimleri daha çok muhalefet ve sol cenah ile anılan isimler.
Mehmet Ali Birand’ın ansız ölümü, Ali KIRCA’nın sessiz sedasız aramızdan ayrılmasından sonra şimdi de Fatih PORTAKAL çokta sessiz olmayacak şekilde aramızdan ayrıldı. Fatih PORTAKAL’ı diğerlerinden ayıran fark ise, hem siyasi kanat hem de halk nezdinde kendisine bakış açısının keskin bıçak misali ortadan ikiye ayrılmış olması idi. Fatih PORTAKAL kimisine göre kahraman, kimisine göre vatan haini. Kimisi onu çok seviyor, kimisi nefret ediyordu.
Ancak kim ne derse desin o haberleri sunmaya başlayınca diğer tüm haber kanallarına nal toplatıyor, Türkiye ‘de ilk defa ana haber programı prıme-tıme da milyonluk diziler ile yarışıyordu. Tüm ana haber bültenlerine açık ara fark atıyordu.
Fatih PORTAKAL işinin hakkını veriyordu.
O haberleri sunarken kendi görüşlerini katıyor, kendi bakış açısı ile yorumluyordu. Bu bakış açısı nerdeyse tamamen eleştirel boyutta olup, iktidara her daim ters düşüyordu. Öyle ki, Cumhurbaşkanı bir mitinginde “Bu Portakal mıdır, Mandalina mıdır” söylemi ile ismen kendisini hedef almıştı.
Fatih PORTAKAL muhalefetin sesi soluğu olmuştu.
On sekiz yıldır ülkenin tek bir iktidar kanadı ile yönetilmesi ve bu yönetimin uzun yılların verdiği güç ve gücü elinde bulundurma çabası malum. Bu kadar uzun tek taraflı iktidar neticesi, doğal refleks olarak yargının, kurumların ve medyanın iktidar yanlısı olması kaçınılmaz bir durum. İşte bunca iktidar yanlısı basın ve medya varken Fatih PORTAKAL’ın muhalif duruşu, mevcut siyasi ortamda cesur çıkışları bir anda onu bir numaralı ana haber bülteni sunucusu yaptı.
Fatih PORTAKAL kamuoyunda çok da karşılık bulmayan bir gerekçe ile görevini bıraktı. Bundan sonra ailesine daha fazla zaman ayırmak istiyor. Üzerine yapışan muhalif gazeteci gömleğinin ağır geldiğini, sokakta insanların kendisine küfrettiğini beyan ediyor.
Bunun yanında, kendisi ve Fox Tv ısrarla reddetse de, ölüm tehditleri aldığı hatta iktidar partisinden haberleri bırakması için yüklü miktarda para aldığı da iddialar arasında.
Aslına bakarsanız Fatih PORTAKAL’ın üzerinde muhalefetin gömleğinden çok ötesi vardı. Alkış, takdir, tebrik insanların ve hatta iktidarların egosunu şişirmekten başka bir işe yaramaz. İnsanlara ve iktidarlara ve hatta ülkelere lazım olan eleştiridir. Muhalefet ve eleştiri olmazsa güç kontrol edilemez. Fatih PORTAKAL tek eleştiren, tek kazan kaldıran, tek başına muhalefet partisi haline gelmişti.
Farklı seslere tahammülü olmayanlardan yine eleştiri alacak yazımız. Ancak demokrasinin özü çok sesliliktir. Şu yada bu şekilde güçlü bir ses aramızdan ayrıldı. Netice itibari ile, Fatih PORTAKAL muhalif anlamda ülkenin kendisine bunca ihtiyaç duyduğu bir anda bu kararı kendisi almışsa bencillik yapmıştır. Tahmin edemediğimiz ayak oyunları ile görevini bırakmak zorunda kalmışsa ülkenin güçlü bir sesi kısılmıştır. Gazetecilik adına, muhalefet adına hatta demokrasi adına yazık olmuştur.