-Nasılsın? Dedim.

-Nasıl olsun, Maraş gibiyim dedi bir dost.

Kelime dağarcığını genişletmeye gerek yok aslında. Tüm Maraşlıların durumu bu. Maraş gibi yıkık dökük, Maraş gibi dağınık. Maraş gibi fiziki ve psikolojik enkazı kaldırma çalışmaları devam ediyor.

Maraş, deprem, günlerce konuşulacak, yüzlerce sayfa yazılacak konu var. Sıcak yatağımızda yatıp, her zamanki gibi onlarca çeşit kahvaltıya uyanma beklentimiz var iken, bir parça somun, bir çorap, sıcak bir battaniyenin ne kadar da önemli olduğu gerçeğine uyandık.

Uyanabildiysek tabi!

Bu trajedi, bu şok dalgasının ardından insan oğlu, biraz daha nefes almayı bahşettiyse yaratan, hayata tutunmak gerek. Yeniden aile, eş çocuk, gelecek kaygısı doğal seçilim.

Yaşamsal maddenin temel unsuru aş, ekmek, sonra başını sokacağın ev. Herkesin evi hasarlı. Resmi kayıtlara göre az, orta yada ağır hasarlı. Tüm canlılar için en güvenli mekan evi, yuvasıdır. Gider, rızkını arar, güneş batınca evine yuvasına döner.

İşte o yuva, o bina az, orta yada ağır hasarlı. İlgili müteahhit binayı yapmış. Henüz resmi teslimini yapmamış, yada bir ay, bir yıl, yada üç yıl olmuş dairenizi teslim alalı. Gel mütehatit kardeşim bak yaptığın bina ağır, orta yada az hasar gördü. Bir ucundan tut. Tamiratında güçlendirmesinde masrafı karşıla, yada en azından yarısını karşıla.

Yok hepsi duvar gibi. Tüm müteahhitler anlaşmış gibi sırtını dönüyor. Mahkeme orda, git bildiğini yap diyor.

Yasalarda müteahhit beş yıl sorumlu. Ancak hiç birisi arkasında durmuyor. Hukukun açık yanlarını biliyor yada her inşaat için paravan şirket kurup, inşaat bitince şirketi lav ediyorlar.

Gerçek anlamda mağduriyet, haksızlık, tam da aradığın anda ulaşamadığın yanında hissedemediğin hukuk adalet.

Depremin bir başka yüzü de bu. On binlerce mağduriyet yaşayan insan. Pişkin ve laf cambazı müteahhitler...

Öte yandan, bu bina yapılırken fay hattının üzerine 10 katlı bina yapılmasına izin veren Belediye Fen İşleri, Bina inşaat sürecince denetlemeden sorumlu denetim firması, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü.

Halk masumdur. Daire alırken yer etüdü yapamaz, inşaattan kare kod alamaz, fay hattının nerden geçtiğini bilemez. C25 yada C35 beton kullanıldığını bilemez. Vatandaş devletine güvenir. Burada bu bina yapıldıysa, imara açıldıysa bu artık onun için yuvadır.

Peki şimdi, tam da ihtiyaç duyulduğu anda hukuk nerde? Müteahhitler en azından neden beş yıl yaptıkları binanın arkasında durmaz, “bana ne kardeşim, git bildiğin yere şikayet et” cüretini nerden alır?

Hukuk, ekmekten değerlidir. Ekmeğini bölüşür yersin, az olur az, çok olur çok yersin. Ama adalete hukuka güvenmezsen, yediğin yarım ekmek tatsız tuzsuzdur.