Ülkemiz yaklaşık yirmi yıldır mevcut iktidar tarafından yönetilmekte. Her seçim öncesi halk nezdinde her türlü eleştiriyle karşılaşsa, bu kez tamam, muhalefet tarafından bu seçimde kaybedecekler, artık gidiyorlar gibi beklentiler oluşsa da bir şekilde AK Parti her seçimden galip çıkmasını başarmıştır.
Bir ülkede herhangi bir siyasi parti yirmi yıl iktidarda kalıyorsa, her ne kadar bunda başarılı icraatlarının payı varsa da, eğer o ülkede demokratik teyamüller yerine getiriliyor ve seçimler zamanında yapılıyorsa bu net bir şekilde muhalefetin başarısızlığıdır. Çünkü iktidar daima siyasi erozyona uğrama, toplumun ve yeni gelen nesilin yeni yüzlere, yeni fikirlere, farklı bakış açısına olan doğal sempatilerinden dolayı iktidar daima yıpranma eğilimindedir.
Nispeten yıpranmış, son zamanlardaki ekonomik buhran nedeni ile iyice sendelemiş iktidarın hala çok güçlü duruşu, belirttiğimiz üzere muhalefetin siyaseten yetersiz, donanımsız, hazırlıksız olmasından, belki den en fazla, muhalefetin de aynı çehre, aynı vizyon, aynı insanlarla yarışa devam ediyor olmasındandır.
Siyasi parti enflasyonunun yaşandığı ülkemizde, son zamanlarda tek bir parti ciddi anlamda varlık gösterebildi. Oy oranı yüzde 15, bazı anketlere göre 17-18 bandına yakın bir oy oranına sahip. İyi Parti. Peki daha fazlası olur mu? İyi parti CHP’yi geçip ana muhalefet partisi olur mu? Hatta hatta seçimlerden birinci parti olarak çıkar mı?
Doğrusu İyi parti bu müthiş tırmanışını, yani Türkiye’de oy oranını sıfırdan bu kadar kısa zamanda 15’lere sıçratacak büyük icraatlar, yeni projeler, ayağı yere basan ekonomik yol haritaları ile yakalamadı. Ülkenin ihtiyacı olan gerçek bir muhalefet, iyi bir alternatif, güvenilecek siyasi suretler olmadığından, bir kaçış noktası, sığınılacak bir liman olarak görüldü.
İyi parti kökeni itibari ile milliyetçi, muhafazakar, ülkücü kimliği ile bilinen MHP’nin içinden kopup geldi. Buna mukabil, bir nevi “AK parti gitsin de gerisine sonra bakarız” repliğine uygun, önce CHP, daha sonra HDP’nin kerhen! Desteklediği Millet ittifakının içinde kendisine yer edindi.
Evet, İyi partinin oyları ne olursa olsun sistematik bir şekilde artmaya devam ediyor. Devam edecektir. Ancak bu onu ana muhalefet partisi yada iktidar partisi yapmaya yetecek midir, yok, hayır… Oylarının bu yönde olduğuna dair, yukarı, hızlı bir grafik yok.
Peki İyi parti, “Bizim ne işimiz var Libya’da, ne işimiz var Suriye’de, Afganistan’da? Mavi Akdeniz’de ne işimiz var? “Diye beyanatlar veren ufku ve vizyonu dar, içinde şimdilik sessiz sedasız beklemede kalan ulusal sol ile laikliği ikinci bir din gibi gören radikal kesimi barındıran CHP ile mi yol almalıdır.
Terörle hiçbir şekilde arasına mesafe koymayan, asla da koymayacak olan HDP ile mi yol almalıdır? Milliyetçi, muhafazakar, ülkücü bir partinin içinden kopup gelen İyi parti, iktidar yolculuğuna bunlarla mı devam etmelidir?
İyi parti, Deva Partisi, Gelecek Partisi, Saadet Partisi, Yeniden Refah partisi ile bir araya gelse ve üçüncü bir ittifak bloğu içinde yer alsa, alternatifsiz kalan ülkeye yeni bir soluk, heyecan getirmez mi? İyi Parti çok İyi Parti olmaz mı?