Kadriye Kırdök; “Kahraman Bey, Kahramanmaraş’ta depremzedelerin yaşadığı bir konteyner kentte ara ara gelip kaldığınızı öğrendim. Bir yazar dostunuz olarak gelip röportaj yapmak istedim. Depremden bu yana kendinizi vakfetmiş gibi Hatay ve Kahramanmaraş’ta yardım faaliyetlerine iştirak etmeniz çok asil bir davranış. Teşekkür ediyoruz, bu yolculuk nasıl başladı, bize anlatır mısınız?”
Kahraman Tazeoğlu; “Ben deprem olduğunu duyar duymaz İstanbul’dan kalkıp geldim. Tıpkı 1999 yılında Kocaeli depreminde İstanbul’dan kalkıp oraya gitmem gibi. 17 Ağustos’un tam öğlen saatinde ben oradaydım. Enkaz tepesinde hayat kurtarmaya çalışıyordum. Tabi orada edindiğim tecrübeleri sahaya yansıtmam gerekiyordu, ben orada bir yıl kaldım. Hangi hafta hastalıklar başlayacak, organizasyonsuzluklar nelere sebep olacak hepsini biliyoruz, tecrübe etmişiz. Neden buradayım sorusunun cevabı; edebiyatçı, yazar, sanatçı yaşadığı çağdan sorumludur. Ben yaşadığım çağdan sorumluyum ,insan olarak burada olmam gerekiyor.9 aydır insanlara yardım ediyorum, başka türlüsünü bilmiyorum.
Kadriye Kırdök; “Enkaz isimli bir kitabınız yayımlandı. Onun çıkış öyküsünü anlatabilir misiniz ?
Kahraman Tazeoğlu; “Aslında buraya gelirken kitap yazmak gibi bir düşüncem yoktu. Tek amacım insanlara yardım etmekti. Burada artık enkazdan sesler kesilince, yaşayanlara hizmet etmeye başlayınca , depremzedelerle sohbetlerimiz oldu. Enkazlardan çıkan kitaplarım oldu, onu kime imzaladığıma baktım.Depremzedeler bizi yazın, tarihe not düşün , insanların görmediklerine siz şahitlik ettiniz dediler. İstanbul’a gittim, bir ay kapanıp yazdım. Beş Kasım’da kitap çıktı. Tüm kitaplarımın gelirleri depremzedelere bağışlanıyor.
Kadriye Kırdök; “Benim dikkatimi çeken İbandan İbana diye bir proje var, sanırım sizin projeniz, bununla ilgili bilgi verir misiniz bize.
Kahraman Tazeoğlu; “Bayramdı hiç unutmuyorum. Akrabalarım ben burada olduğum için, fitre ve zekatlarını benim aracılığım ile buradaki depremzedelere göndermek istediler. Ben onların gönderdiklerini zarfa koyarak , çadırları ziyaret ederek depremzedelere verdim.Bu şekilde duyuldu, okurlarım da derneklere vermek istemiyoruz biz de yardımlarımızı size gönderelim, bizim adımıza da verin dediler. Bu şekilde alamam, ben akrabalarımdan, dostlarımdan alıp ilettim, yabancıdan alamam dedim. Bir taraftan da belki bir sürü insanın o zekatlara ihtiyacı var diye düşündüm. Hemen bu ibandan ibana projesini ürettim. Paraya ihtiyacı olan yaşlı, hasta,zihinsel ve fiziksel engellisi, bebeği olan,hastası olan depremzedeleri tespit edip, onların öykülerini çekecektim. Ailenin öyküsü bu, izleyin, eğer bu aileye yardım etmek isterseniz ibanı bu deyip, aradan çekilecektim. Projenin adı bu oldu , İbandan İbana. Yardım etmek isteyen, kendi ibanından depremzedenin ibanına gönderiyor.Bu arada yardıma ihtiyacım vardı, imdadıma YSYD Derneği yetişti. YSYD çok büyük uluslararası bir dernek çok büyük faydaları var.Allah için yapıyorlar hepsini. Tüm deprem bölgesine , yurt içinde , yurt dışında büyük yardımlar yapıyorlar.
Kadriye Kırdök; “ Belki merak ederler ,YSYD’nin açılımını yapar mısınız.
Kahraman Tazeoğlu;” Aslında MSYD olarak kuruldu, Mülteciler ve Sığınmacılar Yardımlaşma Derneği , sonra YSYD alt birimi kuruldu, çünkü artık biz de yerel sığınmacı olduk. Depremzede olunca öyle oldu. Onlarla çalışmaya başladık. Mobilize birlikleri ile bütün çadırlara girip, kaydediyorlar. Onlardan aldığım öyküleri yayımlamaya başladım, oradan para yardımı aktı. Para çok önemliydi aileler için, nakdi yardım için İbandan İbana projesi başladı , hala devam ediyor.
Kadriye Kırdök; “Kahraman Bey, geçtiğimiz haftalarda Expo alanında Onikişubat Belediyesi Kültür Müdürlüğümüz bir kitap fuarı açmıştı. Siz de buradaymışsınız , haberimiz olmadı. Açıkçası ben de dün öğrendim.Davet edilmediniz diye gönlünüz kırılmış.
Kahraman Tazeoğlu;“ Evet kırıldım. Çünkü ben kahramanmaraş’ta fuarlara en başta davet edilenlerdenim.Burada çok fazla okurum var,bir çoğu vefat etse de, Allah rahmet etsin.Bu fuara davet edilmeyince çok üzüldüm , çok kırıldım. Zaten ben buradayım, uçak masrafım yoktu, kalacak yer masrafım yoktu ve üstelik deprem bölgesindeki fuarlara çağıracak olanlar olursa asla ücret istemiyorum, kitaplarımı alın , depremzedelere dağıtın diye duyurdum. Tek şartım buydu, Listede adım yoktu, çok kırıldım gezmeye bile gitmedim. Yoksa çok isterdim orada olmayı.
Kadriye Kırdök; “Ben şimdi aydınlatıcı birkaç cümle söyleyeyim. Onikişubat Belediyesi Kültür Müdürü Serdar Yakar Bey’le ben bu durumunuzu görüştüm. Bu duruma çok üzüldü, zaten o da dün öğrenmiş burada olduğunuzu.“ Bundan sonraki etkinliklerde kahraman Bey’i mutlaka davet edelim. Biz sadece yerel yazarları davet etmiştik Expo Fuarı’na .” Dedi.
Zaten biliyorsunuz; yazarları fuar organizasyonunu yapan firma davet ediyor, o işleri onlar üstlenmiş durumda. Bundan sonra Kahraman Bey artık yerel yazarlarımız gibi ,burada zaten, her an her programa katılabilir. Davet ediyoruz sizi Kahraman Bey.
Kahraman Tazeoğlu; Evet değil mi ,şu an yerel yazarım, zevkle gelirim. Evet kırıldım ama davetlere açığım. Uzun süre kimseye , kurumlara da kırgın kalamam.
Kadriye Kırdök;” Yazarlar biraz duygusaldır, merhametlidir, empati kurarlar. Her an affetmeye de hazırlardır. Hemen yumuşarlar, yelkenleri suya indirirler.
Kahraman Tazeoğlu;” Siz de yazar olduğunuz için o işi iyi biliyorsunuz.
Kadriye Kırdök; “Peki, deprem bölgesinde bundan sonra ne gibi projeleriniz var? Bu ne zaman bitecek.
Kahraman Tazeoğlu; “Ben dokuz aydır buradayım, neredeyse on ay olacak. Bunun yedi ayı Hatay’da geçti, kalan üç ayı buradaydım. İlk önce de buraya gelmiştim, sonradan Hatay’a gittim. Oranın durumu daha kötü olduğu için. Buraya ilk geldiğimde depremzedelere üç yıl sizinleyim dedim. Neredeyse bir yıl olacak. Üç yıl boyunca kalacağım. Hem İbandan İbana hem diğer yardımlarım devam edecek. Bir de eğer olabilirse bir dernek kuracağım. Yoruluyorum ,dernek işleri kolaylaşıyor. Eski radyo programımın adı Mavi Ada idi, bu isimle kurabilirim. Yardımlara bu şekilde devam etmeyi düşünüyorum. Bu üç yıllık sürede zaman zaman burada zaman zaman Hatay’ da kalacağım. Adıyaman ,Malatya ve diğer yerlere de günübirlik gidip geleceğim. Arada imza günlerine giderim. Türkiye’deki bütün fuarlar benim ismimi çizdi, depremzedelere yardım ediyorum diye. Çağırmıyorlar. Bu ülkede hiçbir iyilik cezasız kalmıyor. Avrupa’daki fuarlar bana sahip çıktı, oralara gidiyorum. Yarın çıkacağım; İstanbul, Antalya ve Osmaniye fuarlarına katılıp , Avrupa turnesine gideceğim.
Kadriye Kırdök; 6 Şubat 4,17 ‘ de sokağa çıktığımızda, ben kendi şahsıma kıyamet kopuyor sandım. Şahadet getiriyor, ölüme hazırlanıyorduk. Deprem durmadı, 24 saat içinde yer yarılacak ve biz yok olacağız diye düşündüm. Birden kaybettiklerimizle birlikte kendimizi enkazın başında bulduk. Dokuz ay oldu. O süreçte gelenler , gidenler oldu. Bir çoğu şov yaptı, bir çoğu yüreğiyle geldi bize. Bu o kadar önemliydi ki… Siz de öyle yaptınız. Biz size ne kadar teşekkür etsek az. İyiki varsınız.
Kahraman Tazeoğlu; “Ben de bu röportajı yaptığınız için özellikle size ve sizin nezdinizde Manşet Gazetesi’ne , okurlarına , takipçilerine teşekkür ediyorum. Bizi siz anlıyorsunuz, buraya koşup gelen insanları, siz de bağrınıza bastınız çünkü. Harika misafirperverlikler gördük. Yemeğini bizimle paylaştılar. İyiler baş başa kaldı, kötüler gitti. Bura cehennemdi, biz buraya koşarak geldik. Sesimiz olduğunuz için size çok teşekkür ediyorum.