Uzun süredir seçim ile yatıp seçim ile kalkıyoruz. Nihayet yenilenen İstanbul seçimlerini de ardımızda bıraktık.
Peki ne oldu, kim kazandı kim kaybetti? Yada kim neden kazandı, kim neden kaybetti?
Uzun ve farklı bir seçim sürecini geride bıraktık. Koalisyonlardan kurtulmak için oyladığımız ve yönetim anlamında büyük yenilikler getiren referandum sonucu başkanlık sistemi, partili cumhurbaşkanlığı sistemini getirdik. Ancak koalisyonun bir benzeri ittifaklara tanıştı ülkemiz. Buda maalesef tabiri caizse ülkeyi ortadan ikiye böldü.
Uzun yıllardır hiç bu kadar bölünmüş, zıt kutuplarda, birbirini terör örgütleri ile işbirliği yapmakla suçlayan bir seçim süreci yaşamadık.
Herhangi bir siyasi parti gerçektende herhangi bir terör örgütü ile işbirliği yapmış mıydı? Yoksa bu bir seçim stratejisi miydi? İddia makamının karşı tarafın terör ile işbirliği yaptığına dair somut deliller var mıydı?
İnsanları terör ile yan yana koymak hangi stratejinin ürünü olursa olsun çok çirkin bir siyaset. Aksi halde ise somut deliller ile birlikte gerekli adlı işlem başlatılması gerekirdi.
Evet, şu yada bu şekilde seçim süreci sona erdi. Kim mi kazandı?
Bunun cevabını daha çok İstanbul seçimlerinde aramak gerekir. Samimiyet kazandı. Yumuşak siyaset kazandı. Saygı kazandı. Toplumun her kesimini kucaklayan isim kazandı.
“Terör ile, Hdp ile is birliği yapıyorlar..
“Çünkü çaldılar...
“Fetö ile işbirliği yapıyorlar...
Yok, halk bunlara inanmadı. Bunların sırf seçim kazanmak için ortaya atılmış söylemler olarak gördü. Hele birde son bir haftada Bebek katilinin kürt seçmene tarafsızlık çağrısı, Barzani’nin Türkiye ziyareti... Özellikle milliyetçi cephede çok büyük tepkiyle karşılandı. Kırılma noktası oldu.
Bu seçim pek çok yönden önemliydi. Mevzu bahis yalnızca İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimi değildi. Yada artık değil. Yepyeni gelişmelere zemin hazırlayacak, mevcut iktidarı uzun bir iç sorgulama zeminine sokacaktır. Belki yönetim belki bakanlar değişecektir. Bu arada siyaset arenamıza yeni partilerin katılmasına vesile olacaktır.
Seçim sonuçlarına bakınca halkın mesajı net aslında. “Ben kavga istemiyorum. Saygıdan, sevgiden yanayım. Bu vatan, bu din, bu ülke hiç kimsenin tekelinde değil. Vatan hepimizin. Ayrıştırmaya otelemeye karşıyım... “