Okumanın lüzumuna kendimizi inandırmak için neler yapıyoruz ve bunda ne kadar başarılı oluyoruz?
Okumanın tarifini yapalım, bu alana girecek materyali kendi arasında tasnife tuttuğumuzda karşımıza çıkan olgunun büyüklüğü karşısında olumlu tavırlar geliştirmeye çalışalım. Alfabe öğretimi ile başlayan hikmet yolunun değişik basamakları vardır. Okur yazarlık imtiyazını eline alan kişinin ilgi alanında sembollerle ifade edilen dünyanın gerçekleri yer alır. Güvenli ve istikrarlı kültürel donanımın meydana gelmesi tesadüflere bırakılamaz. Okumanın öncelikle sorulardan kaynaklanması en önemli motivasyonu da beraberinde getirir. Merak bilgilenmeyi doğurur, hayat paylaşımla güzelleşir.
Dini merkezli kitap okumadan neyi anlıyoruz? Dini kitapları okuyarak hayatın hangi alanlarında bilgi sahibi olabiliriz? Daha da önemlisi ülkemizde dini kitapların gerçekçilik anlayışında hangi doğrular yer alıyor. İştahla başlayan okuma serüvenininde karşılaştığımız yazılı malzemenin okuma çalışmalarına zamanla bir engel teşkil etmeye başladığını görebiliyor muyuz? Başlayıpta bitiremediğimiz onlarca kitap, başlıklarını okuduğumuz makalelerle daha sıradakiler. Okuma evrelerinin ilk başlarında hız alan bu süreç sonra kendini yok etmeye ferdi tamamen okuma dışına itmeye sevk etmektedir.
Aynı konulara farklı yaklaşımlar getirmeyen o kadar kitap varki, kitapları kapaklarına göre satın alan okur zaman içinde okumaya başladığında büyük bir hayal kırıklığı ile karşılaşmakta buna kendisi bile anlam vermekte zorlanmaktadır. Geceler boyu kitap okuyan fert gitmiş onun yerine herşeye bildik düşüncelerle yaklaşan bir okur gelmiştir.
Dini referanslı kitapların niteliği artırılmadıkça bu durum böyle süreceğe benziyor.