12 Şubat Kahramanmaraş’ımızın kurtuluşunun yıl dönümü. Bugünün önemi, geçmiş tarihin özeti gibi kanıksanmış şeyler yazmayacağım bugün. Bunları Kahramanmaraş’ın hemen hemen her ferdi biliyor.
Nüfus kağıdımda yazan Kahramanmaraş ibaresini gururla taşımakla birlikte bugün
nüfus kağıdında Kahramanmaraş yazmayanların 12 Şubat, öncesi ve sonrasına bakış açılarını dillendirmeye, anlamlandırmaya çalışacağım.
Evet hemen hemen her ilin bir kurtuluş hikayesi, her ilin belli bir tarihi kutlama etkinliği vardır. Çoğunluğu yalnızca o belirlenen gün, şehir merkezinde bulunan meydana yetkililerin iştiraki, bir iki konuşma ve kısa anma gösterilerinden ibarettir. Toplam etkinlik birkaç saat ile sınırlıdır. Çoğu zaman bu etkinlikten halkın haberi bile olmaz. O yüzden kimisi Kahramanmaraş ilinin 12 Şubat’a verdiği özel önem, günlerce süren gösteriler, anma etkinlikleri, halkın buna yoğun katılımını anlamakta güçlük çeker.
Öyle ya, kendi şehrinin kurtuluş gününü bile doğru dürüst bilmeyenlerin, günler öncesinden başlayan gece yürüyüşleri, konferanslar, tiyatro gösterileri, Türkiye’ye mal olmuş ulusal sanatçıların şehrimize ziyareti, henüz 14-15 yaşındaki bıyığı yeni terleyen gençlerin birbirinden renkli elbiseleri ile sokak sokak gezmeleri, halkın bu gün için günler öncesinden hazırlık yapmaları, sokakları doldurması çok anlaşılır bir durum değildir. Kimisi buna gıpta ile bakar. Kimisi abartılı bulur. Kimi alkışlar, kimisi gereksiz bulur.
Tarih maalesef çabucak tozlu raflardaki yerini alır. O yüzden onu yazan kitapları sık sık almalı, sık sık okumalı ki hafızalardaki yeri hep canlı dursun. Bahsettiğimiz kahramanlık olayı üç yüz beş yüz yıl öncesine ait değil. Yaklaşık 100 yıl öncesinde yaşanmış bir destan. Yani babamızın dedesinin, en fazla dedemizin dedesinin yazdığı bir destan.
Kuva-i Milliye’ye ruh veren, hiçbir üst aklın yönlendirmesi dahilinde olmadan, bir şehrin, bir halkın kendi iç dinamikleri ile oluşturduğu tutsaklığa isyan harekatının zaferidir Kahramanmaraş.
Kurtuluş Savaşı sonrasında Maraş´a bir yazı gönderilerek Milli Mücadeleye katılanların listesi istenir. Şehrin ileri gelen yöneticileri toplanır, bir durum tespiti yapar. Sonunda Ankara´ya "Maraş´ta Milli Mücadeleye katılmayan tek fert bile yoktur" cevabı verilir. Bunun üzerine 5 Nisan 1925 yılında toplanan Türkiye Büyük Millet Meclisi İstiklal Madalyası´nın Maraş´ta fertlere değil, şehir halkına verilmesi kararlaştırılır. Maraş´a bir adet Kırmızı Şeritli İstiklal Madalyası ile ödüllendirilir. Maraş şehri yine Milli Mücadeledeki fedakarlığından ötürü TBBM tarafından 7 Şubat l973 tarihinde de "Kahramanlık" payesiyle de ödüllendirilir. Kahramanmaraşlı 1925 yılından beri her yıl kurtuluş günü olan 12 Şubat Bayramında İstiklal Madalyasını Şanlı Bayrağına törenle takarak, geçmişini yadeder…
Maraş’ta Milli Mücadeleye katılmayan hiçbir fert olmadığından bu halk bağımsızlık gününe hep sahip çıkmıştır. Hep sahip çıkacaktır. Sırf bu yüzden bu günü hep diri tutmuştur. Sırf bu yüzden, şehit olan ecdadının anısına bugünü hep diri tutacaktır.
12 Şubat anma programları, resmi protokolün direktif yada telkinleri ile zoraki sürdürülen bir etkinlik değil, halkın büyük coşku ve isteği ile resmi protokolü yönlendirdiği çok özel bir gün. 12 Şubat hep özel kalacak.12 Şubat hep yaşayacak…