Yine bir seçim atmosferine girdik. Bu ara, çarşıda pazarda, misafirlikte, dost arkadaş sohbetlerinde en çok konuştuğumuz konuların başında geliyor siyaset, yaklaşan seçim.
Siyasi liderlerin olanca gücüyle germeye, kutuplaştırmaya ve hatta ötekileştirme çabalarına rağmen, yok… Halkta öyle keskin bir kutuplaşma yok. İnsanlar birbirini dinliyor, anlıyor, kabulleniyor. Yani, uç noktalar hariç kimse kimseye illet, zillet, yandaş demiyor.
Ülkemizde, özellikle son 10 yıllık dönemde siyaset, karşı tarafı karalama, öteleme, dışlama şeklinde bir hal aldı. Maalesef seviye düştü, ithamlar ağırlaştı. Bir tarafta hırsızlık yolsuzluk ile suçlananlar, öteki tarafta terör seviciliği, terör örgütleri ile aynı çizgide olmakla suçlananlar.
Bir tarafta her seçimi beka sorunu olarak sunanlar, bundan dolayı halk arasına kocaman bir çizgi çekmeye çalışanlar, safları daima sıkı tutmaya çalışanlar.
Diğer tarafta mevcut iktidarın hiçbir icraatını beğenmeyenler, yaptığı her icraatta kusur arayanlar.
Aslında bugünkü yazımızın muhatabı daha çok “diğer taraf”
Türkiye’nin ciddi anlamda bir muhalefet sorunu yaşadığı su götürmez bir gerçek. Öyle ki, halk nezdinde mevcut iktidar aleyhine yapılan tüm tartışmaların neticesi, alternatif yoksunluğu ile bağlanıyor. İşte bu yüzden bugünkü yazımızın muhatabı “diğer taraf”
Ülkenin sorunları malum. Aslında iktidarın hataları da malum. Halkın ciddi anlamda bir alternatife ihtiyacı olduğu da malum. Zekayı bilmem ya, aslında bu seçimin ülke için beka sorunu olmadığı da malum.
Peki siz, sevgili muhalif partileri… Yerel yönetimlere geldiğinizde nasıl bir politika izleyeceksiniz. Örneğin Kahramanmaraş’ta neler değişecek. Tamam, Gaziantep’te onlarca var ya, hani biz iki tane alt geçit yapıldı diye ne kadar mutlu olduk. Bu köşede en az üç beş defa dile getirdiğim hafif raylı sistem ilimize gelecek mi? Artık marketlerde ekmeğime benden başkası dokunmayacak mı? Kuzeyden Güneye, Batıdan Doğuya en az dört ayrı ana artel açılacak mı? Kahramanmaraş gerçek anlamda edebiyatın sanatın başkenti olacak mı?
Şehrimiz ve ülkemiz adına, kısıtlı hayal gücümüze sığmayan başka neler katabilirsiniz? Ne, nasıl, ne zaman? Sağlam, inandırıcı, ayağı yere basan hangi projeleriniz var?
Siz gelirseniz ne değişecek, ne yapacaksınız?