Kelimelerin büyülü dünyası hâkimiyetini sürdürüyor.  Harflerden oluşan anlamlı metin olan kelime bütünüyle hayatımızı yönlendirmektedir.

Aile içinde başlayan insanlık hayatımızın ikinci önemli kurumu dildir. Seslerin şekil almasıyla oluşan dil hakkında ne kadar düşünülüp yazılsa o kadar iyidir. Kutsal kitabımız okuma yazmayı teşvik bundan geri kalmak olamaz. Son iki yüzyılı nasıl geçirdiğimizi hepimiz acı tecrübelerimizle biliyoruz. 19. ve 20. yüzyılı derinden etkileyen düşünce konularından biri de Pozitivizmdir. Pozitif kelimesinin çok yönlü çağrışımları önce insana güven telkin ederken zamanlar bu güven duygusu zihinde derin yaralara sebebiyet vermektedir.

Metafizik ve aklinin tersine olaylarla yetinen yani sebepler ( özellikle ilk sebep ) hakkında veya eşyaların yeniden yaratılışı konusunda kendi kendine sorular sormaksızın deneyin verileriyle yetinen manasına gelen pozitif felsefenin düşünce dünyamıza çok büyük etkileri olmuştur.

Pozitivizmin Türkiye’ye Girişi Kitabı önsöz ve dört bölüm halinde yazılmıştır. Birinci bölüm: Pozitivizm nasıl doğdu, ikinci bölüm:  pozitivizmin Türkiye ye girişi sırasında Türk fikir dünyası, üçüncü bölüm: pozitivizmin Türkiye ye girişi, dördüncü bölüm: pozitivizmin Türkiye de etkileri ve sonuçları başlıklarını taşır.

A. Comte tarafından sistemleştirilen bu düşünce kurucusu tarafından 1853 de Sadrazam Mustafa Reşit Paşaya bir mektupla tanıtılmıştı.  Sosyal ve ekonomik buhranlar yaşayan fikir insanlarımız kurtuluşu nerede bulacaklarını tam olarak bilemediklerinden Pozitivizme de ilgi göstermişler fakat bunun yıkıcı etkilerini sonraki yıllarda görmüşlerdir. İnsanın her olayın merkezine alınması, tek ölçünün insanlık olarak belirlenmesi bütün kurumlarda zamanla derin tahribat oluşturmuş Allah fikrinin temel olmaktan çıkarılması insanın ilahlaştırılması gibi elim sonuç ortaya çıkmıştır. Kitabın yirminci sayfası şu bilgileri aktarır  “ pozitif dogma insanlığın, insanın tek gerçek ve hakiki Allah ı olduğu düşüncesine dayanır. İnsanlık kelimesiyle kastedilen şey bu güne kadar yaşayan bütün insani varlıklar değil, fakat sadece insana hizmet edenlerin bütünüdür “ .

Pozitivizmin ilim, politika, hukuk, din ve ahlak anlayışı bu güne ışık tutmakta ülkemizde meydana gelen olayları bize izah etmektedir. Tercümelerle ülkemize giren bu akım Jön Türkler ve İttihat ve Terakki Partisinde kendine mensuplar bulmuş Türk fikir hayatında Beşir Fuat, Ahmet Rıza, Salih Zeki, Rıza Tevfik, Hüseyin Cahit, Ahmet Şuayb ve Ziya Gökalp gibi düşünce insanlarımızı etkilemiş onların fikirlerine yön vermiştir. “ Yeryüzündeki ALLAH inancını yıkmayı amaçlayan pozitivizmin yayılması için çok çaba sarf edilmiş bunun için her ülkede temsilciler bulmak amacıyla uğraşılmıştır. Bu hususta üzerinde ısrarla durulan ülkelerden biri de Türkiye’dir.” ( sh. 274 ) Şeklinde tespiti yapılan durumun sonuçlarının ne olduğunu anlamamız bu kitabın okunup anlaşılmasıyla mümkün olabilecektir.

POZİTİVİZMİN TÜRKİYEYE GİRİŞİ, PROF. DR. MURTAZA KORLAELÇİ, KADİM YAYINLARI, ANKARA, 2018