İnsanın özünü düşünmesi gerekir.Varlığın mahiyeti hakkında uzun çabalara girerek sır kabul edilen bu hakikate ulaşmak elzemdir.
Peki bunun yolu nedir?
Çağımızın İspanyol yazarlarından Unamonu”nun dile getirdiği mevzuyu çok önemli görüyorum şöyle diyor Unamonu ;”Şu kanaata vardım ki bir ve bütün insanlar için olan bir tek çetin iş var.İnsanı ilgilendiren asıl sorun ,her birimizin öldükten sonra senin benim bilincimizin başına neler geleceği sorunudur”.Bu fikirde olan başka düşünürleri de sayabilirim ülkemizde de bu mevzuyu detaylı yazan S.Ahmet Arvasi olmuştur onun kitapları da okunup incelenmeyi beklemektedir.
İnsan nedir?Ben kimim ?Varlık ile yokluk değirmenin taşları arasında ezilen birimiyim?Nefs ve ruhun soruları ve cevapları arasında oradan buraya savrulan varlığım nerede karar kılıp da huzura kavuşacak?
İman et kurtul!
Güvenle eş değer manaya gelen imanın esenliği gökkuşağı gibi varlığımızın üstünde duruyor onun renklerinin meftunu olmamak mümkün mü?Kuranı Kerim de ruh terimi Cebrail,vahiy ve emir anlamında kullanılmaktadır bunlar Kadir suresi dördüncü ayette ,Nebe Suresi otuz sekizinci ayette,Nahl Suresi ikinci ayette de geçer.” O gece Rablerinin izniyle Ruh ve melekler her türlü iş için iner de iner” (Kadr .4) i sadece bir örnek olarak verebiliriz
Hakikat perdesi biraz aralanınca insanın kavraması gereken temel yapılar göz önüne çıkıyor.Maddi varlığımız olan bedenin canı ruh tur ve o da Allahın emanetidir.Bedene can katan ruhun insan için önemi ne ise insanlığın kurtuluşu ,refah ve mutluluğu için de vahiy o kadar hayati bir değere sahiptir.Nitekim ;”Ey iman edenler!Allah ve Resulü sizlere hayat veren şeylere çağırdığı zaman onların bu çağrısına kulak verin “ (Enfal 18- 24) ayetin de ilahi mesajlar hayat kaynağı olarak takdim edilmektedir.
Ruh hakkında tam bir tarif verilmeyişinin özünde mana zenginliğine ulaşma arzusu yatmaktadır!
Madde ve ruh ilişkisine gelince bu konu o kadar önemli olmasına rağmen son iki yüzyıl da bu alan şarlatanların ve meczupların oyun sahası haline getirildi.Maddeyi alıp izahlarını bu yönde yapan sözde bilim adamları onların karşısında ruh adına konuştuğunu zan eden saftirik akıl izan yoksunu kişiler.Teknolojik alanda meydana gelen değişimin büyüsüyle kendinden geçen kitleler ruh mevzunu konuşmaya bile tahammül edemez hale getirildiler bu durum ise ruha sahip çıkması gereken insanları çok farklı alanlara savurdu sonuç da olan hepimizin hayatın da trajedilere sebep oldu .Ruhsal yapının yok sayılmasının bedeli ağırdır.İnsanın salt bedeniyle özdeşleştirilmesi kadim kültür değerlerin yok sayılmasına doğru gitti.
Çözüm hemen yanıbaşımızda; beş vakit okunan ezan ,temiz su ,helal kazanç ,yufka yüreklilik,börtü böceği görebilmek işte bütün bunlar bize seslenirken bu avaza kulak tıkamak ne acı!