Ne ara olduk bilmiyorum ama kendini beğenmiş ukala , her şeyi bilen bir millet oluverdik çıktık. Her konuda bilgimiz olmak zorunda hissediyoruz nedense. Bu aralar en çok da öğretmen zannediyor anne babalar kendilerini . Okul koridorlarında , sınıf kapılarında beklerken bir kulakları sınıfta ; öğretmen nasıl ders işliyor merakındalar. Utanmasalar kapıyı açıp “ Hoca o konu öyle anlatılmaz şöyle anlatılır” deyiverecekler ki bazen bu konuda fikirlerini de beyan etmiyor değiller. Evet tv den yarım yamalak öğrendikleri pedagoji , eğitim psikolojisi, çocuk gelişimi vs konularda sanki uzman olmuş gibi öğretmeni teftiş ve takipteler. Bazı ev hanımları ev işlerini bitirdikten sonra akşama kadar mesaiyi okul bahçesinde bitiriyor. Çünkü Kendi çocukları bilmem kaç yüz çocuğun arasında özel , prenses veyahut prens. Onlara özel ihtimam gerek tabiki. Teneffüste çocuğun sırtına havlu konacak, beslenmesi yaptırılacak, arada öğretmen sana kızdı mı diye sorulacak. Kızdıysa sıcağı sıcağına sınıfa koşup öğretmenin tepesine binilecek hesap sorulacak. Çünkü çocuğun psikolojisi bozulur , Allah muhafaza öğretmen kızarsa sabaha kadar uyuyamaz.
Şehzadeler , prensler , prensesler de böyle yetişti ya , zavallı anne örnek alıyor. Alsaydı keşke ; Fatih Sultan Mehmet Han’ın Akşemseddin Hoca’ ya saygısını da alırdı. Saygının ve sevginin, güvenin olduğu yerde başarı gelir. O günlerdeki eğitime duyulan , hocaya gösterilen saygı bu gün de olsaydı, yirmi yaşında İstanbul’u feth eden o Fatihlerden binlerce yetişirdi. Geldiğimiz yer belli de, bu olanlara baktığımızda gideceğimiz yer , akıbetimiz biraz hoş görünmüyor.
Öğretmen mesleği munis , hoşgörülü , çokça canını yakmazsanız sesini çıkarmayan insanların mesleğidir. Bunu fırsat bilip yüklenmek , işte o eğitimin geriye gitmesine sebep olur. Öğretmenin işine karışıp, her attığı adımı teftiş ve eleştiride bulunursanız , öğretmen artık kendinden bir şey katmaz . Verileni , emredileni , prosedürü takip eder ,robot gibi işini yapar gider.
O zaman ez cümle; okulu ve öğretmeni rahat bırakın veliler. Nasıl ki doktora gittiğinizde şu ilacı ver diyemiyorsanız, sağlığınız için doktorun tavsiye ettiği ilacı alıyorsanız, bırakın öğretmen uzman olduğu işi yapsın.
Bu ülke geleceğimiz olan çocuklar hepimizin çocuğu. Sorumluluğumuz büyük.Velhasıl herkese görev düşüyor.